Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Duyuru Baze Reklamlar Bize Ayit Degildir Reklamlari Tiklamayin Lütfen Üye Girisi Yapin Veya Üye Olun...

Selam ve Dua Ile
Inanc Meselesi
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Duyuru Baze Reklamlar Bize Ayit Degildir Reklamlari Tiklamayin Lütfen Üye Girisi Yapin Veya Üye Olun...

Selam ve Dua Ile
Inanc Meselesi
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz

Ailece Nice Güzel Paylasmalar Dileklerimizle.
 
AnasayfaRadyo Inanc MesLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
gül
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
gül


Online Puan :
ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Left_bar_bleue100 / 999100 / 999ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 357
Kayıt tarihi : 12/12/08
Yaş : 37
Nerden : istanbul

ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Empty
MesajKonu: ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor   ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 11:01 pm

Hud peygamber inancın verdiği güven ve azimle Allah’tan aldığı gerçekleri bir bir anlatmıştı. Çünkü tebliğ peygamberlerin öncelikli görev ve özelliklerindendi. Bu sorumluluğu yerine getirirken korkuya ve acizliğe yer yoktu. Çünkü Allah dayanakların ve yardımcıların en sağlamıydı. Bu inançla peygamberler toplumlarındaki yerleşik ama temelsiz inançlara karşı çıkmışlardı.

Hud peygamber ne kadar güzel ve gerçekçi örneklerle anlatırsa anlatsın, Ad kavmi bir türlü Allah’ın birliğini kabule yanaşmıyorlardı. Çünkü taptıkları taş tanrılarının etkisiyle kalpleri ve akılları da katılaşmıştı. Bir türlü sağduyuyla Hud peygamberi dinlemeye yanaşmıyorlardı. Bunun için de o güne kadar aralarında bulunan ve dürüstlüğüyle, eminliğiyle tanınan Hud hakkında bir takım ithamlarda ve iftiralarda bulunmaya başlarlar.

“Kavmi arasından gerçeği tanımaya yanaşmayanların önde gelenleri: "Doğrusu, biz seni aklı kıt biri olarak görüyoruz ve üstelik yalancının biri olduğunu sanıyoruz!"Araf7/ 66

İnsanların iki yüzlülüğü her zaman böylesine açık bir şekilde kendisini göstermez. Hud bundan önce kendi içlerinde yaşarken onun için hiç de yalancı ve kıt akıllı birisi olarak değerlendirmiyorlardı. Çünkü o zaman kendilerinin ne tanrılarına ne de haksız yollarla elde ettikleri kazançlarına karışmıyordu. Günümüzde de bu şekilde değerlendirmeler duyuyoruz. Şayet birisi rüşvet veya faizle elde edilebilecek büyük miktarda bir paraya sadece inancından dolayı “hayır” diyebiliyorsa buna da akılsız ifadesi kullanılıyor. Onlara göre akıllı hangi şartlarda olursa olsun, neye mal olursa olsun kazanç elde edilen bir iş iyidir. İşte Hud bu noktada onların haksız kazançlarına ve geçekleştirdikleri haksızlıklara karşı çıktığı için akılsız birisi olarak değerlendiriliyordu. Çünkü güç onlardaydı. Para ve sermaye onlardaydı. İktidar onlardaydı. Bu kadar imkânlara bir insan yüz çeviriyorsa onun akıllı olduğu düşünülemezdi.

İşte hayatı ve insanı dünyanın geçici sermayesiyle değerlendirirseniz nice âlim ve güzel insanlar sadece elbiselerinin ve bineklerinin iyi olmamasından dolayı horlanırlar. Bu anlayışa sahip insanlar, dış görünüşün estetiğine önem verirken, yüreğin ve vicdanın temizliğine ve güzelliğine değer vermezler. Bunun için de sahip iktidarın, gücün ve sermayenin kölesi olmayan insanları akılsız olarak değerlendirirler.

Niye böyle bir değerlendirmeye başvurmuşlardır? Kendi anlayışları çerçevesinde zorunlu bir yaklaşımdı. Çünkü Hud peygamberi doğru, güvenilir ve zeki birisi olarak görmeye devam etselerdi, onu kabul etmeleri zorunlu bir hal alacaktı. Bunun için de en kolay yolu seçtiler; itham etmeyi ve karalamayı. Bu yolu çağlar boyunca şirk dininin temsilcileri takip ede gelmişlerdir.

“Ve (yine) toplumun -(sırf) kendilerine dünya hayatında bolluk ve genişlik bahşettik diye, bununla kurumlanıp- hakkı kabule yanaşmayan, ahiret gerçeğini yalanlayan seçkinler çevresi (her defasında): "Bu (adam) yediğinizden yiyen, içtiğinizden içen, sizin gibi bir ölümlüden başka bir şey değil" dediler. Ve tıpkı sizin (şimdi yaptığınız) gibi bir ölümlüye itibar edecek olursanız, bilin ki, sonunda kaybeden mutlaka siz olacaksınız! Bu (adam) size ölüp de toza toprağa ve kemiğe dönüştükten sonra (yeni bir hayata) kavuşturulacağınızı mı vaad ediyor?” Müminin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gül
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
gül


Online Puan :
ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Left_bar_bleue100 / 999100 / 999ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 357
Kayıt tarihi : 12/12/08
Yaş : 37
Nerden : istanbul

ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Empty
MesajKonu: Geri: ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor   ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 11:02 pm

Bir başka yaklaşımları ve ithamları ise onun bir insan ve güçsüz oluşuydu. Onlara göre bir peygamber gelecekse ölümsüz ve büyükçe güçlü kuvvetli melek olmalıydı. Veya kendileri için daha doğru olanı ise güçlü, zengin, adamları çok olan, toplumda tuttuğunu koparacak güçte olan, onun önünde herkesin titrediği biri olmalıydı. Ölümlü bir insanın peygamber olması mümkün değilmiş gibi hareket ediyorlardı. Ama bunlar, şayet Allah peygamberi bir melek olarak gönderseydi ve onların arasında ölümsüz olsaydı o zaman bu inkârcılar farklı bir tepki göstererek inkârlarına devam edeceklerdi; “Bu melek, onun yemek derdi, çoluk çocuk derdi yok. Bunun için de inançla, ibadetle uğraşacak bol vakti var. Ama biz onun gibi miyiz? Bizim doyuracak bir karnımız, bakacak evlatlarımız var. Biz onun gibi boş değiliz” gibi bahaneler öne süreceklerdi. Bu da tarih boyunca değişmemiştir. İnsanlar mutlaka inanmamak için bazı bahaneler bulmuşlardır. Bir insan inanmak istemedikten sonra, ona bütün mucizeleri açıkça göstersen yine de inanmaz. Çünkü bir defa perde çekilmiştir. Buna benzer ithamlara Hz Muhammed efendimizde muhatap olmuştur. Rabbimiz ise onlara en güzel cevabı vermiştir;

“Nitekim "Ey Muhammed, bize yerden gözeler fışkırtmadıkça sana inanmayacağız" diyorlar yahut hurma ağaçlarıyla, asmalarla dolu bir bahçen olmadıkça ve onların arasında çağıl çağıl dereler akıtmadıkça yahut tehdit edip durduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe yahut Allah'ı ve melekleri bizimle yüzyüze getirmedikçe yahut altından (yapılmış) bir evin olmadıkça yahut göğe yükselmedikçe -kaldı ki göğe yükselmene dahî, bize (oradan, kendi gözlerimizle) okuyabileceğimiz bir kitap getirmedikçe inanmayız ya!" (Ey peygamber) de ki: "Kudret ve yüceliğinde sınırsız olan Rabbimdir! Ben ölümlü bir elçiden başka biri miyim ki?" (İşte bunun gibi,) insanlara (bir peygamber eliyle) doğru yol bilgisi geldiği zaman onları (ona) inanmaktan alıkoyan, onların: "Allah ölümlü bir insanı mı elçi olarak gönderdi?" diye itiraz etmelerinden başka bir şey değildir. Onlara (şu sözümüzü) ilet: "Eğer yeryüzünde yurt tutup dolaşan melekler olsaydı, o zaman onlara elçi olarak şüphesiz gökten bir melek indirirdik!" İsra 17/90-95

Burada evrensel bir ilkenin işaretleri de verilmiştir. Şayet yeryüzünde dolaşanlar melekler olsaydı o zaman gönderilecek peygamber de melek olurdu. Ama insan olduğuna göre o halde peygamberlerinin de insan olması gerekiyordu. Ama görüldüğü gibi mantık hiçbir zaman değişmiyordu. Materyalist ve faydacı anlayışın sahipleri hep olayı çıkar açısından ele alıyorlardı. Ama unuttukları bir gerçek vardır ki, o da ebedi bir hayattaki menfaati kısa zamanın geçici hazlarına ve kazançlarına feda ediyorlardı. Bunun içinde onların kendileri gibi insan olmasını çekemiyorlardı. Çünkü hem kendileri gibi bir takım istek ve arzuları var, hem de geçindirmek zorunda oldukları aileleri var. Buna rağmen hem peygamberlik görevini yapıyor hem de çalışıyorlardı. Bunu anlayamadıkları için bir insanın peygamber olabileceğine de ihtimal vermiyorlardı. Ve yalancılıkla suçluyorlardı.

“Bu dünyada yaşadığınız hayattan başka hayat yok: ölürüz ve (ancak bir kere) yaşarız ve bir daha asla diriltilmeyiz! Bu adam kendi uydurduğu yalanları Allah'a yakıştıran bir yalancıdan başka biri değil; ve dolayısıyla, biz asla o'na inanacak değiliz!"Müminin 23/ 37-38

İşte iftiranın ve yalancılığın en büyüğü budur. Bir peygamber için Allah hakkında iftira ettiğini söylemek, aslında kendilerini temize çıkarmak istemenin zorunlu yollarından birisidir. Çünkü onun gerçekleşecek bir söz söylediği kabul edilirse, ona inanmaktan başka yapacak bir şey yoktur. Ama yalancı olduğu söylenirse, inanmak anlamsızlaşacaktır. Bunun için en kolay yol, deve kuşu gibi başı hakikatin karşısında toprağa gömerek onu yak saymaktır. Bunu savunanları da Allah’a karşı yalan söyleyen olarak lanse ettik mi sorun kalmamıştır. Aslında korkularını karşılaşacakları günü yok sayarak gidermeye çalışmaktadırlar. Yoksa Hud peygamberin doğru, güvenilir ve emin birisi olduğunu gayet iyi bilmektedirler.

İnsanları kötülüğe ve haksızlığa yönelten en önemli etkenlerden birisi ahiret inancının olmayışıdır. Dolayısıyla insan yaptığı davranışların hesabını vermeyeceğini düşünerek her türlü zulmü ve ahlaksızlığı kendi gücüne güvenerek yapmaktadır. Günümüzde de gördüğümüz bu kötü ahlak insanları imandan ve güzel davranışlar yapmaktan alıkoymaktadır. Çünkü yaptıklarının hesabını bir üst mercie vermeyeceğine inanan insanı, kötülük yapmaktan alıkoyacak hiçbir güç yoktur. Dünya hayatında para, mevki, makam, iktidar, güç yapılan kötülükleri güzel bile göstermektedir. Bu özelliklere sahip birisinin yaptığı büyük kötülük alkışlanırken, güçsüz ve fakir bir insanın yaptığı küçük bir kötülük yargılanır. Bunun için de kötülüğü, çıkarcılığı yaşam tarzı haline getiren insanların ahirete inanmalarını beklemek saflık olacaktır. Üstelik bu inancı toplumda yaymaya çalışan insanlar yalancı, gerici, çağdışı, medeni olmamakla suçlanacaklardır.

Hud peygamber bu ithamların hiçbirine itibar etmeden tebliğini net bir şekilde sürdürür
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YORGUN-78
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
YORGUN-78


Online Puan :
ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Left_bar_bleue10 / 99910 / 999ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 1306
Kayıt tarihi : 11/03/09
Yaş : 43
Nerden : kocaeli

ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Empty
MesajKonu: Geri: ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor   ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor EmptyCuma Ağus. 07, 2009 4:43 am

tskler <img src=" longdesc="79" />
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gül
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
gül


Online Puan :
ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Left_bar_bleue100 / 999100 / 999ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 357
Kayıt tarihi : 12/12/08
Yaş : 37
Nerden : istanbul

ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor Empty
MesajKonu: Geri: ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor   ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor EmptyCuma Ağus. 07, 2009 12:44 pm

rica ederim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ad kavmi inkar için bahaneler oluşturuyor
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Şefaati inkâr eden hatta şirk sayan kimselere nasıl cevap vermeliyiz?
» HEPSİ SENİN İÇİN
» çin zulmüne dur demek için
» ALLAH İCİN SEVMEK
» İnananlar için ağlayan peygamber!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz :: Gönülden Akan Misralar :: Güzel Sözler-
Buraya geçin: