Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Duyuru Baze Reklamlar Bize Ayit Degildir Reklamlari Tiklamayin Lütfen Üye Girisi Yapin Veya Üye Olun...

Selam ve Dua Ile
Inanc Meselesi
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Duyuru Baze Reklamlar Bize Ayit Degildir Reklamlari Tiklamayin Lütfen Üye Girisi Yapin Veya Üye Olun...

Selam ve Dua Ile
Inanc Meselesi
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz

Ailece Nice Güzel Paylasmalar Dileklerimizle.
 
AnasayfaRadyo Inanc MesLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 HZ HÜD A.S

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
gül
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
gül


Online Puan :
HZ HÜD A.S Left_bar_bleue100 / 999100 / 999HZ HÜD A.S Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 357
Kayıt tarihi : 12/12/08
Yaş : 37
Nerden : istanbul

HZ HÜD A.S Empty
MesajKonu: HZ HÜD A.S   HZ HÜD A.S EmptyPerş. Ağus. 06, 2009 1:46 am

Nuh tûfanından sonra yeryüzünde yeni bir hayat başlamıştı. Çeşitli bölgelere dağılan âileler, gittikleri yerlerde yeni şehirler, binâlar, bağlar, bahçeler kuruyorlardı.
Bu esnada Hazreti Nûh'un torunlarından Âd isimli bir zât, âilesiyle gelip Yemen'in güneyine yerleşmişti. Âd'ın nesli, zamanla burada çoğalarak büyük bir kavim olmuştu. Âd kavminin yerleştiği yer, etrafı kum tepeleri ile çevrili bir vâdi idi. Suları bol, yağışı fazla, toprağı bereketliydi.
Âd kavmi çalışıp çabalayarak belki de dünyanın en güzel şehrini orada kurmuşlardı. Mermer sütunlar üzerinde muhteşem binalar, saraylar yükseliyordu. Şehrin her tarafında parklar, havuzlar, bahçeler, geniş yollar vardı. Bu şirin kente, İrem ismini vermişlerdi.
İrem'de yaşayan insanlar, uzun boylu, iri yapılı, güçlü kuvvetli kimselerdi. Bu fizikî güçlerine maddî zenginlikleri de ilâve olunca, artık yeryüzünde onlardan daha üstün bir topluluk yok denebilirdi.
Sahip oldukları bu güç, kuvvet, zenginlik, onlar için büyük bir nimetti. Allah'a bol bol hamd ve şükretmeleri gerekiyordu. Ancak bu güç ve kuvvet, Âd kavmini şükre değil, kibre düşürmüştü. Kendilerini beğeniyorlar, civârda yaşayan diğer insanları küçük görüyorlardı. Zenginlik başlarını döndürmüştü.
Âd kavminde, zulüm ve ahlâksızlık çok ileri gitmişti. İşledikleri zulümler Âd kavmini mânevî ve ahlâkî değerlerden uzaklaştırmıştı. Allah'ın bir olduğu inancının yerini zamanla şirk inancı almıştı. Allah'a ibadeti bırakıp elleriyle yaptıkları putlara tapmaya başlamışlardı. Nûh kavminin putperestlik yüzünden yok olduğunu düşünemez hale gelmişlerdi.
Azgınlıkları daha da artınca, Allah Âd kavmine, Hazreti Hûd'u Peygamber olarak gönderdi. Hazreti Hûd, halkının durumunu yakından biliyordu. Peygamberlik vazifesini alır almaz, onları başına toplayarak şu açıklamayı yaptı:
- Ey zengin ve güçlü İrem halkı! Ben size Allah'ın gönderdiği bir elçiyim. Bir Peygamberim. Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Âd kavmi, şaşkın şaşkın, birbirlerine baktılar. Böyle bir teklifi beklemiyorlardı.
- Bizden ne istiyorsun ey Hûd! Açık konuş, dediler. Hûd Peygamber:
- Yalnızca Allah'a ibadet edin. O'ndan korkun. Putlara tapmaktan vazgeçin. Sizden istediğim bu... karşılığını verdi.
Bu sözler Âd kavmini kızdırmıştı. Hazreti Hûd'a sertçe çıkıştılar. Hazreti Hûd'a, itaat etmeye yanaşmıyorlardı. Onu, yalancılık, akılsızlık, atalarına aykırılıkla suçluyorlardı. Hûd Peygamber ise, yılmadan, usanmadan hakkı anlatmaya devam ediyordu.
Maddi güç ve çıkardan başka hiçbir değer ölçüsü tanımayan Âd kavmi, onun bu gayretine bir türlü mânâ veremiyordu. Onlara göre bu gayretin altında mutlaka maddî bir menfaat yatıyordu. Bu fikri bir gün Hûd Peygamber'in yüzüne karşı da söylediler.
Hûd Peygamber, bu suçlamayı şiddetle reddetti:
- Ben sizden hiçbir menfaat, ücret, mükâfat istemiyorum. Benim ücretim Allah'a âittir. Mükâfatımı da O verecektir. Sizden istediklerim, kendim için değil, yine sizin iyilik ve mutluluğunuz içindir.
Kendisini dinlemeyip putperestlikte devam ederlerse, Allah'ın azabına uğrayacaklarını da sözlerine ekledi. Âd kavmi, Hazreti Hûd'un bu ikazına da kulak asmadılar.
Allah, Hazreti Hûd'u dinlememelerinin cezası olarak, Âd kavminin yağmurlarını kesti. Bunun üzerine şehirdeki bağlar, bahçeler kurudu. Hayvanlar susuzluktan telef oldu. Güçlü, kuvvetli Âd kavmi, güçsüz ve dermansız hale düştü. Hiç kesilmeden bunaltıcı, kuru bir rüzgâr esiyordu. Halkın dudakları çatlıyor, zorla nefes alıp veriyorlardı. Tozdan dumandan göz gözü görmüyordu. Bu hâl üç yıl kadar sürdü. Bu süre içinde Hazreti Hûd boş durmuyor, hakkı anlatmaya devam ediyordu. Kavminin başına gelen bu belânın, sadece bir uyarı olduğunu söylüyor; eğer doğru yolu seçmezlerse asıl belâ ve azabın o zaman geleceğini bildiriyordu.
Âd kavmi, Hazret-i Hûd'un bu sözlerine kızıyorlar, hele tehditlerine hiç dayanamıyorlardı. Nihayet günün birinde ona:
- Ey Hûd! Senin işin gücün bizi putlardan uzaklaştırmaya çalışmak mı? Yeter artık. Bu saçmalıklarına (!) bir son ver. Bu tehditlerden de vazgeç. Zaten başımıza gelenler de hep senin bu sözlerin yüzünden değil mi? dediler.
Âd kavmi bir gün ufukta büyükçe siyah bir bulut gördüler. Aylardır yağmur yüzü görmemişlerdi. Susuzluktan kıvranıyorlardı. Bulutu görür görmez, sevinç içinde ayağa fırlayıp bağrıştılar.
- İşte, yağmur bulutu... Putlarımız nihayet bize acıdı.... dediler.
Âd kavmi sevinçten çılgınlıklarına devam ederken, bulut şeklinde görülen siyahlık da kendilerine iyice yaklaşmıştı. Ansızın şiddetli bir kasırga ortalığı kaplayıverdi. Bulut sanılan şey, gerçekten görülmemiş bir rüzgârdı. Eserken korkunç bir ses çıkarıyordu. Ağaçlar kökünden sökülüyor; duvarlar, dev sütunlar, büyük surlar devriliyordu.
"Bizden daha kuvvetli kim olabilir?" diye böbürlenen Âd kavmi, rüzgâr önünde saman çöpü gibi savruluyordu.
Kimisi havaya uçmamak için kalın kalın ağaçlara, büyük büyük kayalara sarılıyordu. Kimisi de sağlamlığıyla iftihar ettikleri taştan saraylarına sığınıyordu. Ama yine de kayalarla, ağaçlarla birlikte havaya savrulmaktan kurtulamıyorlardı. Bu korkunç fırtına, 7 gece 8 gün bütün şiddetiyle devam etti. İnsanlar ve hayvanlar ölmüş; o güzel İrem şehri, sahipleri gibi yerle bir olmuştu. Bu korkunç fırtınadan Hazret-i Hûd ve ona bağlanan mü'minler ise, burunları bile kanamadan kurtulmuşlardı. Kur'ân'da, Hûd kavmini yerle bir eden bu gazab rüzgârına "Sarsar" adı verilmektedir.
Puta tapanların yerleri ve yurtlarıyla birlikte yok olup gidişinden sonra, Hazret-i Hûd, 4000 kadar mü'mini alarak İrem şehrinden ayrıldı. Mekke civarına giderek oraya yerleşti.
Âd kavminin başına gelenlerden, alacağımız dersler vardır. Onların helâk olma sebepleri şunlardır:
- Kendilerinden zayıf olanlara zulmetmeleri,
- Sahip oldukları güç ve kuvvet ile gururlanmaları, diğer insanları küçük görmeleri,
- Zenginliklerini ahlâksızlık ve eğlence yolunda harcamaları,
- Allah'a inanmamaları.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YORGUN-78
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
YORGUN-78


Online Puan :
HZ HÜD A.S Left_bar_bleue10 / 99910 / 999HZ HÜD A.S Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 1306
Kayıt tarihi : 11/03/09
Yaş : 43
Nerden : kocaeli

HZ HÜD A.S Empty
MesajKonu: Geri: HZ HÜD A.S   HZ HÜD A.S EmptyCuma Ağus. 07, 2009 4:35 am

:aro:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Inanc Meselesi
Kurucu Inanc Ailesi
Kurucu Inanc Ailesi
Inanc Meselesi


Online Puan :
HZ HÜD A.S Left_bar_bleue100 / 999100 / 999HZ HÜD A.S Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 557
Kayıt tarihi : 09/12/08
Yaş : 43
Nerden : Almanya

HZ HÜD A.S Empty
MesajKonu: Geri: HZ HÜD A.S   HZ HÜD A.S EmptyPerş. Eyl. 24, 2009 10:28 pm

:eline emegine:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://inanc-meselesi.ucoz.net
 
HZ HÜD A.S
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz :: Dini Konular :: Peygamberler Tarihi-
Buraya geçin: