Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Duyuru Baze Reklamlar Bize Ayit Degildir Reklamlari Tiklamayin Lütfen Üye Girisi Yapin Veya Üye Olun...

Selam ve Dua Ile
Inanc Meselesi
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Duyuru Baze Reklamlar Bize Ayit Degildir Reklamlari Tiklamayin Lütfen Üye Girisi Yapin Veya Üye Olun...

Selam ve Dua Ile
Inanc Meselesi
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz

Ailece Nice Güzel Paylasmalar Dileklerimizle.
 
AnasayfaRadyo Inanc MesLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 HZ. SALİH A.S

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
gül
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
gül


Online Puan :
HZ. SALİH A.S Left_bar_bleue100 / 999100 / 999HZ. SALİH A.S Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 357
Kayıt tarihi : 12/12/08
Yaş : 37
Nerden : istanbul

HZ. SALİH A.S Empty
MesajKonu: HZ. SALİH A.S   HZ. SALİH A.S EmptyPerş. Ağus. 06, 2009 1:49 am

Bundan binlerce yıl önce, Medine ile Şam arasında Hicr denilen bir yer vardı. Orada Semûd isimli bir kavim yaşardı.
Semûd, Hazret-i Nûh'un oğlu Sâm'ın neslindendi. Âd kavmine mensuptu. Hazret-i Hûd ile birlikte, İrem'den ayrılmış, Hicr'e yerleşmişti. Burada çoğalan Semûd'un torunları önce bir kabile, daha sonra da büyük bir kavim olmuşlardı.
Hicr şehri, geniş ve bereketli bahçeler, yemyeşil tarlalar, uçsuz bucaksız arazilerle kaplıydı. Semûd halkı, orada köşkler, saraylar yapmışlar, kayaları oyup yıkılmaz ve çökmez evler kurmuşlardı. Allah, Âd kavmi gibi onlara da güç, kuvvet ve zenginlik vermişti.
Aradan uzun yıllar geçti. Bu müddet içinde Şeytan, Âd kavmi gibi Semûd kavmini de kandırıp, doğru yoldan çıkarmayı başarmıştı. Maddî gelişme ve zenginlikleri arttıkça, Semûd halkının azgınlıkları da artıyordu.
Kendilerini zenginlik ve refahın seline kaptırmışlardı. Yazın düzlüklerdeki muhteşem konaklarında, kışın da dağlarda kayaları oyarak yaptıkları saraylarında zevk ve sefaya dalmışlardı.
Allah, nihayet iyice yoldan çıkan Semûd kavmine Hazreti Salih'i Peygamber olarak gönderdi. Hazreti Salih, Peygamber olduktan sonra, kavmini etrafına toplayıp onlara Peygamberliğini ilân etti:
- Ey kavmim! Allah'a dönün. O'ndan başka ilâh yoktur. Rabbinize isyan ederek yeryüzünde karışıklık çıkarmayın. Ben, Allah'ın sizlere gönderdiği güvenilir bir elçiyim. Sözlerimi dinleyin. Bana itaat edin.
Semûd kavminin bir kısmı Salih Peygamberin sözlerini doğru buldular. Bunlar, daha çok fakir, temiz ve iyi yürekli kimselerdi.
Salih Peygamber'i, halkının büyük bir çoğunluğu, yalanlayıp reddetmesine rağmen, o yılmıyor, usanmıyordu. Hakkı anlatmaya şevk ve gayretle devam ediyordu. Ne zaman birkaç kişiye rastlasa, onları Allah'a itaate çağırıyor, öğüt veriyordu.
Hazret-i Salih'i inkâr edenler, ona bir yandan kızarken, bir yandan da bu gayretine şaşıyorlardı. Onu yıldırıp usandırmanın imkânı olmadığını anlamışlardı. Bu yüzden onu kendi haline bırakıp mü'minlerle uğraşmaya başlamışlardı.
Semûd kavminin zulüm ve azgınlıkları her geçen gün artıyordu. Nihayet Cenâb-ı Hak, onlara bir ikaz olmak üzere susuzluk belâsı verdi. Bir kuyu hariç, Hicr kentindeki bütün suları kuruttu. Bu kuyunun suyu bol ve halkın ihtiyacına da yeterli idi. Ama bağ ve bahçeleri sulamak için taşımak çok yorucuydu. Bu durum Semûd kavminin canını çok sıktı. Huzurlarını kaçırdı. Çünkü o güne kadar hep nimet içinde yüzmüşler, hiç böyle bir güçlükle karşılaşmamışlardı.
Bir bayram günü idi. Halk her zamanki âdetleri üzere şehrin meydanında toplanmış, şenliğe katılmıştı. Salih Peygamber de, bu topluluğu fırsat bilip onlara hakkı ve doğruyu anlatmaya başlamıştı. Bu sırada Semûd kavminin ileri gelenleri tasarladıkları plânı uygulamaya koyuldular. Hazret-i Salih'e yaklaşıp şöyle dediler:
- Ey Salih! Eğer gerçekten Peygambersen, bize mucize gösterirdin. Yapmanı istediğimiz şeyleri yapardın.
Hazreti Salih onlara, ne isterlerse Allah'ın yardımı ile yapacağını söyledi. Bunun üzerine putperestler, Hazret-i Salih'ten, şehrin dışındaki büyük kayanın içinden kızıl tüylü bir deve çıkarmasını istediler.
Bu istekleriyle Hazreti Salih'i zor durumda bıraktıklarını sanıyorlardı. Hazret-i Salih, müşriklerin bu isteği üzerine Allah'a yalvardı. O'ndan yardım diledi. Allah, Hazret-i Salih'in duasını kabûl etti. Ve ona şu vahyi indirdi:
- Ey Salih! Kavmine söyle, o kayanın çevresine toplansınlar. Kayadan çok güzel, çok büyük bir deve çıkaracağım. Göğüslerindeki süt sağmakla bitmeyecek. Fakat onlara şartımı da bildir. Kuyuyu bir gün tamamen deveye bırakacaklar. Ertesi gün kendileri kullanacaklar. Göreceksiniz bu deve onların tamamının içtiği su kadar su içecektir...
Hazreti Salih, bu vahyi alınca rahatladı. Kavmine durumu bildirdi. Mucizeyi gerçekleştirdiği takdirde, onlardan kendine inanmalarını istedi. Onlar da bu isteği kabûl ettiler. Halk büyük bir heyecan içinde bekleşirken, Hazret-i Salih son derece sakin ve soğukkanlı idi. Önce abdest alıp, halkın gözü önünde iki rekât namaz kıldı. Rabbine uzun uzun dua etti.
Derken, sözü edilen kayanın, büyük bir gürültüyle ikiye yarıldığı görüldü. Toz duman yatıştıktan sonra, içinden son derece büyük ve güzel, kızıl tüylü bir deve çıktı. Göğüsleri sütle doluydu. Şaşkınlık içindeki halkın arasına girip dolaşmaya başladı. Kadınlar sıra sıra gelerek deveyi sağıyor, evden getirdikleri kap ve tencereleri sütle dolduruyorlardı. Fakat devenin memesindeki süt hiç mi hiç eksilmiyordu.
Herkes büyümüş gözlerle deveye bakıyordu. Derken deve, kuyuya doğru yürüdü. İçine başını sokarak, son damlasına kadar bütün suyu içti.
Hazreti Salih'e inananlar haykırdılar:
- Salih'in sözü doğru çıktı. Salih'in sözü doğru çıktı . O, Allah tarafından gönderilen bir Peygamberdir.
Bu olay üzerine halktan Hazreti Salih'e pek çok iman edenler oldu. İnanmayanlar ise susuyorlar, tek kelime konuşmuyorlardı. Bu apaçık mucize karşısında ne yapacaklarını şaşırmışlardı.
Artık deve Semûd kavmi arasında yaşıyordu. Kuyunun suyunu bir gün o içiyor, bir gün de halk içiyordu. Deve suyu içtikten sonra kuyunun başında duruyor, mü'minler gelip sütünü sağıyorlardı. Bu sütü hem içiyorlar, hem de sütten mamul çeşitli yiyecekler yapıyorlardı.
Günler geçip gidiyordu. Müşriklerin deveye karşı kinleri arttıkça artıyordu. Fakat Hazret-i Salih'in sözlerinden korkup birşey de yapamıyorlardı. Nihayet içlerinden kötülükleri ile tanınan, zâlim, yalancı dokuz kişi çıktı. Bunlar aralarında bir çete oluşturdular.
Yine kalabalık bir gündü. Deve kuyunun başında su içmekle meşguldü. Dokuz kişilik câniler gurubunun elebaşı, devenin yanına kadar sokulmuştu. Birden yayını hızla gerip deveye bir ok fırlattı. Deve can acısı ile bağırmaya başladı. Biraz debelendikten sonra da cansız olarak yere uzandı. Toprağa ılık bir kan boşanıyordu. Hazreti Salih haberi alır almaz geldi. Deveyi bu halde görünce ağlamaya başladı. Artık kavminin sonunun geldiğini anlamıştı. O sırada müşriklerin ileri gelenleri:
- Ey Salih, işte gördün, deveyi öldürdük. Eğer Peygamber isen, haber verdiğin azabı getir de görelim, diye ona lâf atıyorlardı.
Hazret-i Salih'in onlara cevabı şu oldu:
- Ey halkım, nedir sizin bu yaptığınız? Artık işiniz bitmiştir. Üç günlük bir vaktiniz kaldı. Birinci gün yüzünüz sararacak, ikinci gün kızaracak, üçüncü gün siyahlaşacaktır. Ondan sonra ise azab gelecek sizi yerle bir edecektir.
Hazret-i Salih'in haber verdiği gibi, devenin öldürülmesinden sonraki ilk gün Semûd kavminin yüzleri sarardı. Şehirde büyük bir panik ve telâş başlamıştı. Gelecek azabdan çok, bu bekleyiş ızdırabı onları kahrediyordu. Üç gün sonra ne olacağı endişesi herkesi deliye çeviriyordu. İkinci gün haber verildiği gibi yüzleri kızardı. Üçüncü gün ise, yüzleri simsiyah olmuştu. Bu korkunç gelişmeden, bayılan, ölen, delirenler bile oluyordu.
Hazreti Salih mü'minlerle birlikte Hicr şehrinden ayrıldı. O gece, Semûd kavmi ansızın korkunç ve dehşetli bir ses duydular. Bu ses öylesine müthişti ki, bütün müşriklerin kulakları sağır oldu. Korkudan ödleri patladı. Oldukları yerde diz üstü çöküp kaldılar. Semûd kavmini helâk eden bu ses, yüksek basıncıyla, onların kayalara oydukları evlerini de yıkmış, köşklerini ve saraylarını bile yerle bir etmişti.
Bundan sonra Hazreti Salih 4000 kadar mü'mini de alarak Hicr şehrinden ayrıldı. Şam tarafına giderek orada bir kasabaya yerleşti.
Tarihte hiçbir Peygamber, yerle bir edilen kavminin oturduğu bölgede bir daha oturmamış, başka yerlere hicret etmiştir.
Hazret-i Salih, Hicr şehrinin yıkılışından sonra mü'minlerle birlikte 20 sene kadar daha yaşadı. Nihayet 158 yaşında Rabbinin Rahmetine kavuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YORGUN-78
Özel Yönetici Inanc Ailesi
Özel Yönetici Inanc Ailesi
YORGUN-78


Online Puan :
HZ. SALİH A.S Left_bar_bleue10 / 99910 / 999HZ. SALİH A.S Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 1306
Kayıt tarihi : 11/03/09
Yaş : 43
Nerden : kocaeli

HZ. SALİH A.S Empty
MesajKonu: Geri: HZ. SALİH A.S   HZ. SALİH A.S EmptyCuma Ağus. 07, 2009 4:34 am

:eline emegine:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Inanc Meselesi
Kurucu Inanc Ailesi
Kurucu Inanc Ailesi
Inanc Meselesi


Online Puan :
HZ. SALİH A.S Left_bar_bleue100 / 999100 / 999HZ. SALİH A.S Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 557
Kayıt tarihi : 09/12/08
Yaş : 43
Nerden : Almanya

HZ. SALİH A.S Empty
MesajKonu: Geri: HZ. SALİH A.S   HZ. SALİH A.S EmptyPerş. Eyl. 24, 2009 10:26 pm

:eline emegine:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://inanc-meselesi.ucoz.net
 
HZ. SALİH A.S
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hz Salih A.S

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Inanc Meselesi Foruma Hosgeldiniz :: Dini Konular :: Peygamberler Tarihi-
Buraya geçin: