Sevdamdan öte kelam yazar isen kırarım.
İçtiğin mürekkebin hesabını sorarım,
Hasret denen yarayı umut ile sararım.
Dışarım buza kesti içte yanar öz kalem,
Sönmeyen yangınıma bir damla su tez kalem
Tan vaktini ararım inat kara geceye
Bir arzuhal eyledim iletiver yüceye
Nazlı yârin adını nakış eyle heceye
Aşkı anmayan harfi lime lime ez kalem
Sevdamı anlık değil her vakitte yaz kalem
Madem bize revadır özlem denen bu çile
Asırlarca söylensin sevdamız dilden dile
Sinemde mesken tutan sabır adlı taş bile
Dayanmadı ahıma şimdi sanki toz kalem
Bilirsin ki bu hasret her çileden şaz kalem
Vuslat demine kaç var mevsimi bilinir mi?
Dualar makbul olup birlikte ölünür mü?
Mezar taşımdan adı gün gelip silinir mi?
Bu bir muamma ise okuyup da çöz kalem
Gözlerime fer getir tükeniyor söz kalem
Günde yirmi dört kere gözbebeğim sulanır
Sele kesilir dört yan okyanuslar bulanır
Ardımda gölge yürür ayağıma dolanır
Canda takat kalmadı yorgun düştü diz kalem
Derviş ol canan için diyar diyar gez kalem
Şemsettin Dervişoğlu