Kur’ân-ı
kerîm okumak ve okutmak çok sevâbdır. Hattâ bunun sevâbı dedelerine,
çocuklarına ve torunlarına tesîr eder. İ’tikâdı düzgün bir kimse,
Kur’ân-ı kerîmi okuyup, muteber ilmihâl kitaplarında bildirildiği gibi
amel ettiği, ibâdet yaptığı takdirde büyük sevâblara kavuşur.
Kur’ân-ı kerîm okumakla alâkalı olarak sevgili Peygamberimiz buyurdu ki:
“Ümmetimin en hayırlısı, Kur’ân-ı kerîmi öğrenen ve öğretendir.”
“Hoca çocuğa Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ çocuğun
anasının, babasının ve hocasının Cehenneme girmemesi için senet
yazdırır.”
“Ümmetimin yaptığı ibâdetlerin en kıymetlisi, Kur’ân-ı kerîmi, Mushafa bakarak okumaktır.”
“Kur’ân-ı kerîm okunan evden arşa kadar nûr yükselir.”
“Kur’ân-ı kerîm okunan evin hayrı artar, sâkinlerini sıkmaz, melekler
oraya toplanır, şeytanlar oradan uzaklaşır. Kur’ân-ı kerîm okunmıyan
ev, içindekilere dar gelir, sıkıntı verir, bereketsiz olur. Bu evden
melekler uzaklaşır, şeytanlar oraya dolar.”
“Her gece on âyet okuyan, gâfillerden sayılmaz.”
“Kur’ân okuyun! Kıyâmette şefâ’at eder.”
İmâm-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri buyuruyor ki:
“Ma’nâsını anlayarak da, anlamayarak da Kur’ân-ı kerîm okuyan cenâb-ı Hakkın rızâsına kavuşur.”
Kur’ân-ı kerîm okurken, bunun Allahü teâlânın kelâmı olduğunu
düşünmelidir. Kur’ân-ı kerîme dokunmak için, abdestli olmak lâzım
olduğu gibi, onu okumak için de, temiz kalb lâzımdır. Allahü teâlânın
büyüklüğünü bilmeyen, Kur’ân-ı kerîmin büyüklüğünü anlayamaz. Allahü
teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, O’nun sıfatlarını ve
yarattıklarını düşünmek lâzımdır. Bütün mahlûkâtın sâhibi, hâkimi olan
Allahü teâlânın kelâmı olduğunu düşünerek okumalıdır.
Kur’ân-ı
kerîmi okumak, mühim sünnettir. Tecvîd ilmine uygun olarak ve hürmet
ile okunan Kur’ân-ı kerîmi dinlemek farz-ı kifâyedir. Okuyanlara
verilen sevâbların aynısı, dinleyenlere de verilir.
Yazar SüMeYYe