Orta yaşlı iki Müslüman ticaret için İngiltere’ye giderler,bu sırada tanıdıkları bir İngiliz’e İslam’ı anlatma fırsatı bulurlar.kısa bir süre sonra Allah u Teâlâ’nın inayetiyle İngiliz şahıs Müslüman olur.Tabii Müslümanlar da işlerini bitirip memleketlerine geri dönerler.Aradan yaklaşık beş yıl geçtikten sonra ticaret için tekrar İngiltere’ye giderler alışverişlerini yapıp tam geri döneceklerken akıllarına Müslüman olan şahıs gelir.Acaba ne yapıyor diye onun da sorup öyle gidelim derler.Tabii Müslüman olan şahısın durumundan da pek de ümitli değillerdi;çünkü çok kısa bir beraberlikleri olmuştur.Acaba imanını muhafaza edebilmiş midir? diye şüphededirler.Şahsı sorup evini bulup evine giderler .Kapıyı tam tesettürlü bir bayan açtı,ona aradıkları şahsı sorarlar.Az aşağıda bir mescit olduğunu ve orada olduğunu söyler.Mescide gittiklerinde bir halka içerisinde sarıklı cübbeli birinin insanlara nasihat ettiğini görürler.Tabiki ilk bakışta kendisini tanımazlar.Daha sonra Müslüman olan şahıs olduğunu anlarlar.Sohbeti bölmek istemedikleri için bir köşede beklerler.Bu duruma bayağı şaşırırlar.Çünkü İngiliz,Müslüman olduktan sonra boş durmamış,ailesi da onun vesilesiyle İslam’la şereflenmiş ve daveti diğer insanlara da ulaştırmak için gayret etmektedir.Müslüman olan şahıs konuşmasını bitirdikten sonra gelen iki Müslüman’a bakar ve onları tanır bunun üzerine orda bulunan insanlara dönerek der ki:
__Şahit olun ki ben bu iki Müslüman’dan ahirette davacıyım.
o iki Müslüman şaşırı:
__hayırdır,bizden neden davacısın.Rabbimiz bizleri vesile kılıp sana hidayeti nasip etti.Ne güzel İslam’ı yaşıyorsun.Bizden niye şikayetçisin ki?
Bunun üzerine Müslüman olan şahıs onlara derki :
__Sizler Müslümansınız.Allah(CC) size iman nasip etmişti;fakat benim annem ve babam kâfir olarak öldüler.Onlar iyi insanlardı.Eğer siz Müslüman olarak sizlerin davet sorumluluğunuzu gereği gibi yerine getirip daveti o insanlara da ulaştırmış olsaydınız,ben onların da iman edeceklerine inanıyordum.
.Şikâyetimin sebebi sizlerin davet sorumluluğunuzu gereği gibi yerine getirmediğiniz içindir der.
*****
Bizlerde davetimizi her yerde anlatmalıyız;ama doğru bir şekilde.Ona gereken önemi vermeliyiz. ona güzelliği kısa olan,yalan olan ve bitmeyen dünya işlerimizin arta kalan zaman olarak görmemeliyiz.
Selam ve dua ile…