°°°Leyla°°° Özel Moderatör Inanc Ailesi
Online Puan : Mesaj Sayısı : 923 Kayıt tarihi : 29/08/09 Nerden : Almanya
| Konu: Seyyidim,serverim can muhammed(sav) Çarş. Eyl. 02, 2009 1:02 pm | |
| Seyyidim,serverim can muhammed(sav)
Efendim!
Aşkının iksiriyle dirilmiş coşkun bir bahar mevsiminde yazdım bu mektubu; lahuti mekânların kubbesi, yaratılış serüveninin en yücesi, kemal ve ikram cennetlerinin zirvesi Makam-ı Mahmud’una layık olmasa da kabul buyurur musun?
Efendisinden kaçmış abik bir kölenin diliyle yazıyorum. İsmim, asiler listesinin en başında yazılmışsa da tertemiz Ravza’nın eşiğine yüz sürüp af dilemenin hayaliyle kavrulan yürek perişanımla yakarıyorum; affedip himmet buyurur musun, Efendim!
Mustaz’afın ve mazlumun yâri Efendim!
Tenha gecelerde yetimler ve öksüzlerle dolup taşmış Yusufi mekânların izbe odalarında yazdım bu mektubu. Burası adanma mekânıdır İsmail’ce; burası dirilme mekânıdır Uzeyir’ce, burası arınma mekânıdır Eyyüb’ce, biliyorum.
Ve biliyorum, eşsiz mükâfatın bedeli ağır olur. Layık olmasak da bizim için en büyük ve tek mükâfat Sen’sin Efendim!
Seninle karanlıklar kahrolur gider. Güneşe küskün penceremize Senin ışığın vursun, bu bize yeter.
Seninle zemheri, bahara döner. Ayazı buz kesmiş zamanımıza Ravzan’dan bir kardelen gönder, bu bize yeter.
Nemrutların ateşi Seninle gülzar olur. ümmetin ki alevinde kızıl ateşin İbrahim’ce… İstemez, gelmesin imdadımıza denizler, nehirler! Mavera’dan gül kokulu bir selam gönder, bu bize yeter.
Nebiler şahı Efendim!
ümmetinin yetimleri diyarından yazıyorum bu mektubu. Bu diyar aşk diyarıdır Geylani’ce; bu diyar cenk diyarıdır Halit’çe; bu diyar gayret diyarıdır Hüseyin’ce biliyorum.
Ve biliyorum sevgini başına taç yapanlar meydanı “kani Muhammed Mustafa” nidalarıyla donatırlar. Gülistana dönmüş her bir şehir ve kıtada her biri misk-u amber kokan güldür âşıkların. ömrü kem, bahtı kara, rengi solgun bir gül olsam da bu gülşende kabul buyurur musun, Efendim?
Seninle ölü çöller hayat bulur, vaha olur. Fırat’a küskün Kerbelamız’da gülzarından bir şebnem ıslatsa dudaklarımızı, bu bize yeter.
Varsın kurak çöllerin karanlıklar krallığı kaktüse olsun. Zakkumi melanetler varsın boy versin cehennemi vadilerde. Biz aşkınla şivekâr, şehrayin mevsimlerin imbatına adandık. Sünnetinin ikliminden sana hasret sahilimize ılık meltemini gönder, bu bize yeter.
Mücahitler ve şehidler Hakanı Efendim!
Cihad kızıştı; meydan tozduman; kan oluk oluk; şehidler kafile kafile… Yolunun ateşten bir gömlek olduğu zamanda yazdım bu mektubu; yoluna layık bir yolcu olmasam da kabul buyurur musun?
Zaman zorbaya kafa tutma zamanıdır. Seninle yerle bir oldu zulüm sarayları. Seninle yere serildi Ebu Cehiller, ümeyyeler, Utbeler. Aşkının fırınında tav tutmuş kılıçlarımız var, özgürlüğe bilenen. Dev cüsseli orduların debdebesi ürkütmedi bizleri. Mübarek kılıcının şavkından bir kıvılcım düşse er meydanımıza, bu bize yeter, Efendim.
Bir zaman ki fitne, sokakların ağa babası. Körükleye dursun İbn-i Selül fitne ateşini, kokuşmuş nefesiyle. Sıkılı bulutlardan Muhammedi bir damla iner, söndürür nifağın ocağını. Her yer gülşene döner, cennet renginde bir dünya yeniden doğar feleğin rahminden.
Münafığın çirkin tuzağı yıldıramaz bizi. Feraset okulunun kitabesinden kalplere şifa bir nefha gönder. Bu bize yeter, Efendim!
Serverim, Sultanım, Can Efendim!
Senden uzaklarda; ama hep Seninle yürekleri çarpan ahir zaman gençlerinin dilinden yazıyorum bu mektubu. Onlar güle durmuş Muhammedi goncalardır. İslam’ın gülizarında şakıyan Kur'an bülbülleri, aşkınla reyyan çiçek bahçesidir onlar.
Benim Sana sunacak kıymette hiçbir şeyim yok onlara dost olmaktan başka. Onların yüzü suyu hürmetine pakizan gülzarına beni de kabul buyurur musun Efendim?
Ahir zamandaki âşıkların kutsanmış havariler gibi indiler ahir zaman beldelerine. Sahabe deminde mesajlar taşıdılar ilden ile. Muhammedi aşkın destanını kazıdılar ellerinin değdiği her kitabeye.
Gökten bir maide varsın inmesin sevgine muhtaç zamanımıza. Senin yolunda, zikrine bandırılmış bir kuru lokma geçsin kursağımızdan, bu bize yeter, Efendim!
Âlemlere rahmet Efendim!
Annesini bekleyen yavru kuş gibi ağzımızı açıp bekliyoruz rahmeti, nicedir. Seni bekliyoruz Efendim, nicedir. Seni bekliyor tüm müminler ve Seni bekliyor tüm yetimler.
İsyanla kuşatılmış bir çağın fetret edalı lahzalarından yazıyorum bu mektubu. Görevden kaçmış, firari bir neferi olsam da Nur ordusunun ve fakat ey on sekiz bin âleme rahmet olan Efendim; bağışlanma okyanusuna tamahgöz olmuş bir kum tanesiyim. Affınla beni de bu deryaya daldırır mısın?
Seninle fetret son buldu, seninle sürura erdi beşer. Adalet terazisi Seninle mizana geldi. Mazlumlar umuda yelken açtı, yetimler başları okşayan sıcacık bir el buldular; hep Seninle, hep Seninle…
Dünya dönmese, güneş doğmasa, yağmur sulamasa yeri, çiçekler açmasa, yıldızlar parlamasa gökyüzünde, ayın mehtabı düşmese suya; ne çıkar? Sen varsın ya, bu bize yeter.
Sana meftun gönüllerimize her sabah Sen’i fısıldasa umut güvercini, bu bize yeter, yoluna canlar feda Efendim!
Nurullah GüLSEVER – İNZAR DERGİSİ | |
|
YORGUN-78 Özel Yönetici Inanc Ailesi
Online Puan : Mesaj Sayısı : 1306 Kayıt tarihi : 11/03/09 Yaş : 43 Nerden : kocaeli
| Konu: Geri: Seyyidim,serverim can muhammed(sav) Perş. Eyl. 03, 2009 7:31 am | |
| " longdesc="79" /> | |
|
°°°Leyla°°° Özel Moderatör Inanc Ailesi
Online Puan : Mesaj Sayısı : 923 Kayıt tarihi : 29/08/09 Nerden : Almanya
| Konu: Geri: Seyyidim,serverim can muhammed(sav) Perş. Eyl. 03, 2009 11:37 am | |
| rica ederim mevla sizden de razi olsun | |
|